Bu Cemil Bey'in veda cümlesi ve sonra araya giren yirmi beş yıl. Koca yirmi beş yıl içerisinde ne bir mektup, ne de bir haber. Merak, hasret, özlem, kırgınlık, kızgınlık ve daha ne hallere bürünmüştür Münire. Ancak Cemil Bey geri gelir diye de beklemiştir ama nasıl gelir onu da hiç düşünmemiş.
Cemil Bey geldi, geldi gelmesine de öyle bir yerde, öyle bir zamanda, öyle bir halde geldi ki Münire'yi yıktı geçti. Evli, ruhu yaslanmış, yoksul bir haldeydi. Münire alışık değil ki onun bu hallerine ne yapsın tanıyamadı sevdiğini. Ama tek isteği onu bu ruhu yorgun adam olarak hatırlamamaktı.
Yoruldular , yaşlandılar , çok sevdiler , özlediler , kayboldular ama sonucunda kavuşamadılar. Fakat bir kere bile vazgeçmediler. Onların hikâyesindeki ana fikir ise "Nikah birine , gönül ebediye düştü." oldu.
"Sen yaz saati uygulaması
Ben kış saati
Ortak bir takvimimiz bile olmadı
Seni bir saat ileri almışlar
Beni bir saat geri
Bu zamanlar yoksa bize düşman mı?"
sözlerinin okunduğu anda ise bende kitapta onların birleşmelerine kaderin karşı olduğuna dair bir sahneyi okuyordum. O günden beri ne zaman bu şarkıyı dinlesem aklıma bu kitap gelir.
Sanırım artık veda vakti geldi. Gerçekten bu kitabı okurken çok keyif aldım. Bloğum için gif yaparken , resim ararken falan hepsi çok güzeldi. Umarım iyi bir iş çıkarmışımdır ve anlatımımdan memnun kalmışsınızdır. Görüşmek üzere yeni bir blogta buluşmak dileğiyle.